Saturday 20 February 2010

Başkasının Kukusuyla Gerdeğe Girmek

Yine sinirimi zıplatan bir habere denk geldim. Koca parasıyla yöneticilik yapmanın meslek olarak görüldüğü yalnız ve güzel ülkemde gün geçmiyor ki “put koleksiyonu”muza yeni putlar, ilahlar daha eklemeyelim. Geyler Kulübü, Evli ama Müsait Olanlar Kulübü, Çamlıca Kulübü, Biri Bizi Fakıyor Kulübü gibi ihtiyaçtan ortaya çıkmış olan “Patronlar Kulübü”nün yeni başkanı, Cem Boyner’in ikinci eşi olan hatundan bahsediyorum. (para bok gibi ya, hatun bana dava açsa kauçuk poşetlere -ellerimizi hacı şakir ile yıkamayı unutmuyoruz- döktüğüm döllerimin bile rızkını alır götürür..) Şöyle demiş hatun : “ TÜSİAD olarak görevimiz istihdam (eskiden buna ‘ekmek veriyoruz’ denirdi, şimdi jelatinlediler) yaratmak ve işsizliğe çare olacak yatırımlar yapmaktır. Esnek istihdamı da savunuyoruz. Çünkü işsizlikte yapısal bir soruna doğru gidiyoruz. İşsizlik sadece Türkiye’nin değil küresel ölçekte yaşanan bir sorun. (Başbakanın “kriz bizi teğet geçecek” tespitinden sonra bir dahiyane tespit daha) O kadar çok değişik faktörün (saydın mı?) işlemesi gerekiyor ki (işleyen faktör pas tutmaz) verimli (montofon) büyümeye gidebilelim. Türkiye’nin verimli bir modele geçmesini sağlamak zorundayız. Bütün Türkiye’nin istihdama kavuşması, daha iyi işgücüyle çalışması çok önemli. Türkiye’de girişimciler var. ( gerçekten mi? Girişimci varsa bataklık timsahı da olmalı..)Birçoğu finansmana erişemediğinden şirket veya büyük işletme olma noktasına geçemiyor. ( poor them! Eee birçok zeki genç finansmana erişemediğinden okuyamıyor, sizin oğlunuz gibi cebinde 5.000 tl harçlıkla ABD’ de okuyamıyor?!) Kendi içinde akışkanlık sağlayacak ve belli verimliliğe gelip büyük işletme olabilecek, sürekli istihdam yaratan sisteme geçmekten bahsediyorum. ( gördük sürekli istihdam sağlayan büyük şirketleri(!)…hepiniz cıyak cıyak bağrışmaya, çalışanları kapının önüne koymaya başladınız sanal ekonomik krizlerinizde!) AB’de bunun örnekleri var. ( Alaska’da evine misafir olarak gelene eşini hediye etme örneği de var, ee!? Her bi bokta kıçınızı “Avrupa’da var”a yaslamanız ya Avrupa’dan zarar gelmez düşüncesindendir ya da müthiş zevkler yaşattığındandır) Bizim demografik yapımız farklı. (metni geniş bir ekibe hazırlattığı belli hatunun) Bütün bunları göz önüne alarak yeni bir sanayi stratejisi üzerinde çalışmalıyız. Bizim programın hedefini de bu oluşturuyor.”

Bu hatunu dinleyen de sanır ki daha çok kar etmek isteyen patronlar kulübü değil de Türkiye’de işsizlere iş sağlamak için kurulmuş yardım derneğinin başkanı. İşyeri açanın, işletme kuranın tek bir amacı vardır : kar etmek, karını maksimize etmek. İşçiye iş sağliyim, çalışma güvenliklerini sağliyim, özlük haklarını kusursuz karşiliyim; onlar da iş sahibi olsun düşüncesi olmaz. Götü mahkum olduğu için işlerini yaptıracağı birilerini işe alır. Tamam da, bu kadar alenen, bizlerin gözüne baka baka pişkinlikle yapması neoliberalizmin tavan yaptığı andır. Bakalım etrafımıza, neoliboşların aksiyonlarının ivmeli olarak arttığı, işçi hakları, sendika, sosyal haklar ve örgütlenme haklarının makaslandığı bir dönemdeyiz. Çalışan emekçiler devamlı savunmada,devamlı atakta olan sermaye ve sadece kar amacı edinmiş izbandut gibi forvetlerle cebelleşiyorlar. Kalesini korumakla hayatını tüketen bir kütleye biz “neden okumuyoruz, kültür-sanat ile neden ilgili değiliz” diye soruyoruz. Adam faturalarını zor ödüyor be güzelim!? Senin saçma sapan kitaplarına verecek artı 20 tl si var mı sanıyorsun? Her konuda ahkam kesmiş hatun; askeri kanattan tut yargı kanadına; demokrasiden tut ergenekona kadar. Bir de ulema gibi buyurmuş siyaset ekonomiye gölge etmesin diye. Hay sizin ekonominizi sikiyim. Bi kere ekonomi kitaplarının ilk sayfasındaki temel cümle yanlış : “ …kıt kaynaklarla sonsuz ihtiyaçları…” sonsuz olan ihtiyaçlar değil ihtiraslardır! Siz devam edin sizi becerenleri putlaştırmaya, kıçlarına ibrik tutmaya…iyi günler sevgili okuyucu!

No comments: